الرخصة
في الكذب في
الحرب
44- Savaşta Yalan
Söylemeye Ruhsat
أنبأ عبد
الله بن محمد
بن عبد الرحمن
الزهري قال
حدثنا سفيان
عن عمرو قال
سمعت جابرا
يقول قال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم من
لكعب بن الأشرف
فإنه قد آذى
الله ورسوله
قال محمد بن
مسلمة يا رسول
الله أتحب أن
أقتله قال نعم
قال ائذن لي
فلأقل قال قل
فأتاه فقال له
وذكر ما بينهم
فقال إن هذا
الرجل قد أراد
منا صدقة وقد
عنانا فلما
سمعه قال
وأيضا والله
لتملنه قال إنا
قد اتبعناه
الآن فنكره أن
ندعه حتى ننظر
إلى أي شيء
يصير أمره وقد
أردت أن
تسلفني سلفا
قال فما
ترهنني
ترهنني
نساؤكم قال
أنت أجمل
العرب أن رهنك
نساءنا قال
ترهنوني
أولادكم قال
يسب بن أحدنا
فيقال رهن في
وسقين ولكن نرهنك
اللأمة يعني
السلاح قال
نعم فواعده أن
يأتيه إن شاء
الله فانطلق
هو ومعه أبو
نائلة وهو
رضيعه وأخوه
من الرضاعة
وانطلق معه بالحارث
وأبي عيسى بن
جبير وعباد بن
بشر فجاؤوا فدعوه
ليلا فنزل
إليهم فقال
سفيان قال غير
عمرو وقالت
امرأته إني
لأسمع صوتا
كأنه صوت دم قال
إنما هذا محمد
ورضيعه أبو
نائلة إن
الكريم لو دعي
إلى طعنة ليلا
لأجاب قال
محمد إني إذا
جاء فسوف أمد
يدي إلى رأسه
فإذا استمكنت
منه فدونكم
فلما نزل نزل
وهو متوشح
فقالوا نجد
منك ريح الطيب
فقال نعم تحتي
فلانة أعطر
نساء العرب
قال فتأذن لي
أن أشم منه
قال نعم فشم قال
فتناول فشم
قال أتأذن لي
أن أعود قال
فاستمكن من
رأسه ثم قال
دونكم قال
فقتلوه
[-: 8587 :-] Cabir anlatıyor:
Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Ka'b b. Eşrefin karşısına kim
çıkacak? O Allah ve Resulüne eza etmiştir" buyurunca Muhammed b. Mesleme:
"Ey Allah'ın Resulü! Onu öldürmemi ister misin?" dedi. Resulullah
(sallallahu aleyhi ve sellem): "Evet" karşılığını verince, Muhammed
b. Mesleme: "izin ver de ona (yalan olabilecek) bir şeyler
söyleyeyim" dedi. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) de:
"Söyle" karşılığını verdi. Bunun üzerine Muhammed b. Mesleme, Ka'b b.
Eşref'e gitti ve onunla konuşmaya başlayıp dedi ki:
"Bu adam
(Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)) bizden sadaka istedi ve bizi zor
durumda bıraktı." Ka'b bu sözleri duyunca: "Valiahi ondan daha da
usanacaksınız" karşılığını verdi. Muhammed b. Mesleme:
"Şimdi biz ona tabi
olduk ve onun durumunun nereye varacağını görmeden onu bırakmak istemiyoruz.
Bana borç vermeni istiyorum" deyince, Ka'b: "Rehin olarak bana ne
vereceksin? Kadınlarınızı bana rehin olarak verir misiniz?" karşılığını
verdi. Muhammed bo Mesleme:
"Sen Arapların en
yakışıklı adamısın ve buna rağmen sana kadınlarımızı mı rehin olarak
vereceğiz?" deyince, Ka'b: "Peki, çocuklarınızı rehin olarak
verin" dedi. Muhammed de:
"Bunu yaparsak
çocuğumuza sövecekleri zaman: «Bu çocuk iki yük hurma karşılığı rehin olarak
verildi» demeye başlarıar. Fakat sana rehin olarak silahlarımızı
bırakalım" karşılığını verdi. Ka'b bunu kabul edince, Muhammed b. Mesleme
ona geri döneceği sözünü verip yanında ayrıldı. Ka'b'a gece geri döndüğünde
beraberinde sütkardeşi Ebu Nail, Haris, Ebu Abs b. Cebr ve Abbad b. Bişr de
vardı. Ka'b'ı çağırdıklarında yanlarına geldi."
Ravi Süfyan der ki:
Amr'dan başkaları rivayeti şöyle devam ettirirler:
Ka'bın karısı: "Kan
sesine benzer bir ses duyuyorum" deyince, Ka'b: "Bu Muhammed b.
Mesleme, sütkardeşi ve Ebu Nail'dir. Onurlu kişi gece vakti öldürülmek için
bile davet edilecek olsa bu davete icabet eder" karşılığını verdi.
Muhammed b. Mesleme, yanındakilere:
"O geldiği zaman
elimi başına uzatacağım, onu sıkı bir şekilde tuttuğumda da hemen vurun"
dedi. Ka'b yanlarına indi, güzel kokular sürünmüştü. Onlar: "Senden güzel
kokular geliyor" dediklerinde, Ka'b: "Evet, Arap kadınları içinde en
güzel kokuları süren bir kadınla evliyim" cevabını verdi. Muhammed b.
Mesleme:
"Koklamama izin
verir misin?" deyince Ka'b: "Tabi, kokla" dedi. Muhammed bir
defa kokladı ve: "Bir daha koklamama izin verir misin?" diye sordu.
Koklamak üzere Ka'b'ın başına uzanınca sıkıca tuttu ve yanındakilere:
"Haydi, vurun" dedi. Onlar da vurup adamı öldürdüler.
Tuhfe: 2524
Diğer tahric: Hadisi
Buhari (2510, 3031, 3032, 4037), Müslim (1801), Ebu Davud (2768) ve Tahavi,
Şerh Müıkili'l-Asar (200) rivayet etmişlerdir.
أخبرنا عبيد
الله بن سعد
بن إبراهيم بن
سعد قال حدثنا
عمي قال حدثنا
أبي عن صالح
وذكر كلمة معناها
عن الزهري أن
حميد بن عبد
الرحمن أخبره
أن أم كلثوم
ابنة عقبة
أخبرته أنها
سمعت رسول الله
صلى الله عليه
وسلم يقول ليس
الكذاب الذي يصلح
بين الناس
فينمي خيرا
ويقول خيرا
قالت ولم
أسمعه يرخص في
شيء من الكذب
مما يقول
الناس إلا في
ثلاث في الحرب
والإصلاح بين
الناس وحديث
الرجل امرأته
وحديث المرأة
زوجها وكانت
أم كلثوم من
المهاجرات
اللاتي بايعن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم
[-: 8588 :-] Ukbe'nin kızı Ümmü
Gülsüm der ki: Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in: "İnsanların
arasını düzeltmek için yalan söyleyen, hayrı öğütleyen ve hayrı söyleyen kişi
yalancı değildir" buyurduğunu işittim. Resulullah (sallallahu aleyhi ve
sellem) insanların yalan söylemesine sadece şu üç konuda izin vermiştir:
"Biri savaşta, diğeri iki kişinin arasını bulmada, üçüncüsü de kocanın karısını
veya kadının kocasını memnun etmesindedir."
Ravi Humeyd der ki: Ümmü
Gülsüm, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e biat eden muhacirlerdendi.
9074 ve 9075
hadislerde tekrar gelecektir. - Tuhfe: 18353
Diğer tahric: Hadisi
Buhari (2692), e/-Edebu'l-Müfred (385), Müslim (2605), Ebu Davud (4920,4921),
Tirmizi (1938), Ahmed, Müsned (27271), Tahavi, Şerh Müşkili'l-Asar (2916, 2922)
ve İbn Hibban (5733) rivayet etmişlerdir.
أنبأ محمد بن
منصور
والحارث بن
مسكين قراءة عليه
عن سفيان عن
عمرو عن جابر
قال قال النبي
صلى الله عليه
وسلم الحرب خدعة
[-: 8589 :-] Cabir, Nebi (sallallahu
aleyhi ve sellem)'in: "Savaş bir hiledir" buyurduğunu bildirir.
Tuhfe: 2523
Diğer tahric: Hadisi
Buhari (3030), Müslim (1739), Ebu Davud (2636), Tirmizi (1675), Ahmed, Müsned
(14177) ve İbn Hibban (4763) rivayet etmişlerdir.
أملى علينا
عبيد الله بن
سعيد
بنيسابور قال
حدثنا أبو
أسامة قال
حدثنا أبو
كدينة عن مطرف
عن الشعبي عن
مسروق قال
سمعت علي بن
أبي طالب يقول
في شيء صدق
الله ورسوله
قلت هذا شيء
سمعته قال قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم الحرب
خدعة
[-: 8590 :-] Mesruk der ki: Ali b.
Ebi Talib'in bir konuda: ''Ailah ve Resulü doğru söylüyorlar'' dediğini
işittim. Ben: ''Ailah Resulün'den (sallallahu aleyhi ve sellem) duyduğun bir
şey mi bu?'' diye sorduğumda, Hz. Ali dedi ki: Resulullah (sallallahu aleyhi ve
sellem): ''Savaş bir hiledir" buyurdu.
Tuhfe: 10275
Diğer tahric: Hadisi
İbn Ebi Şeybe (121529), Tayalisi Müsned (172), Ebu'ş-Şeyh, el-Emsal (2, 3) ve
Ahmed, Müsned (696,697, 1034) rivayet etmişlerdir.
رطانة
العجم
45- Yabancı Sözler
Kullanmak
أنبأ محمد بن
عبد الأعلى
قال حدثنا
خالد عن شعبة
قال أخبرني
محمد بن زياد
قال سمعت أبا
هريرة قال أخذ
الحسن تمرة من
تمر الصدقة في
فمه فقال له
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم كخ كخ
أما شعرت أنا
لا نأكل
الصدقة
[-: 8591 :-] Ebu Hureyre der ki:
Hasan sadaka hurmalarından bir hurmayı ağzına alınca Resulullah (sallallahu
aleyhi ve sellem): "Kıh, kıh, bizim sadakayı yemediğimizi bilmiyor
musun?" buyurdu.
Tuhfe: 14383
Diğer tahric: Hadisi
Buhari (1485, 1491, 3072), Müslim (1069), Ahmed, Müsned (7758) ve İbn Hibban
(3294,3272) rivayet etmişlerdir.
الرجل
يكون له المال
عند المشركين
فيقول شيئا
يخرج به ماله
46- Kişinin,
Müşriklerin Yanında Olan Malını Kurtarması için Bazı (Yalan) Sözler Sarfetmesi
أنبأ إسحاق
بن إبراهيم
قال أنبأ عبد
الرزاق قال
حدثنا معمر
قال سمعت
ثابتا
البناني يحدث
عن أنس قال
لما افتتح
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم خيبر قال
الحجاج بن
علاط يا رسول
الله إن لي
بمكة مالا وإن
لي بها أهلا
وأنا أريد أن
آتيهم فأنا في
حل إن أنا نلت
منك وقلت شيئا
فأذن له رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
فلما قدم على
امرأته بمكة
قال لأهله
اجمعي ما كان
لك من مال
وشيء فإني
أريد أن أشتري
من مغانم رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
وأصحابه فإنهم
قد أبيحوا
وذهبت
أموالهم
فانقمع
المسلمون
وظهر
المشركون
فرحا وسرورا
[-: 8592 :-] Enes anlatıyor:
Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Hayber'i fethettiği zaman, Haccac b.
ilat: "Ey Allah'ın Resulü! Mekke'de malım ve ailem var. Ben onlara gitmek
istiyorum. Gerektiğinde sana dil uzatır veya kötü konuşursam izin verir
misin?" dedi. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) de ona izin verdi.
Haccac Mekke'deki hanımının yanına vardığında ona: "Benim burada ne kadar
malım varsa topla. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in ve ashabının
ganimetierinden bir şeyler almak istiyorum. Müslümanlar kaçtı ve malları
yağmalanıyor" dedi. Bunun üzerine müşriklerin sevindikleri ve
neşelendikleri görüldü.
Tuhfe: 486
Diğer tahric: Hadisi
Taberani (3196), Bezzar (1816), Beyhaki, Sünen (9/150), Delail (41266), Ahmed,
Müsned(12409) ve İbn Hibban (4530) rivayet etmişlerdir.
أخبرنا محمد بن
عبد الأعلى
قال حدثنا
محمد بن ثور
عن معمر عن
الزهري عن
كثير بن
العباس بن عبد
المطلب عن
أبيه قال لما
كان يوم حنين
التقى
المسلمون والمشركون
فولى
المسلمون
يومئذ فلقد
رأيت النبي
صلى الله عليه
وسلم وما معه
أحد إلا أبو
سفيان بن
الحارث بن عبد
المطلب آخذ
بغرز النبي
صلى الله عليه
وسلم لا يألو
ما أسرع نحو المشركين
فأتيته فأخذت
بلجامه وهو
على بغلة له
شهباء فقال يا
عباس ناد
أصحاب الشجرة
وكنت رجلا
صيتا فناديت
بصوتي الأعلى
أين أصحاب الشجرة
فأقبلوا
كأنهم الإبل
إذا حنت إلى
أولادها
يقولون يا
لبيك يا لبيك
وأقبل
المشركون فالتقوا
هم والمسلمون
وتنادت
الأنصار يا
معشر الأنصار
ثم قصرت
الدعوة في بني
الحارث بن الخزرج
فتنادوا يا
بني الحارث بن
الخزرج فنظر
النبي صلى
الله عليه
وسلم وهو على
بغلته كالمتطاول
إلى قتالهم
فقال هذا حين
حمي الوطيس ثم
أخذ بيده من
الحصى فرماها
بها ثم قال
انهزموا ورب
الكعبة
فوالله ما زلت
أرى أمرهم
مدبرا وحدهم
كليلا حتى
هزمهم الله
فكأني أنظر
إلى النبي صلى
الله عليه
وسلم يركض
خلفهم على
بغلته
[-: 8593 :-] Kesir b. Abbas b.
Abdilmuttalib'in, babasının bildirdiğine göre Huneyn'de müşrikler ile
Müslümanlar karşılaştıkları zaman müslümanlar dağılıp kaçtılar. Resulullah
(sallallahu aleyhi ve sellem)'in yanında Ebu Süfyan b el-Haris b.
Abdilmuttalib'ten başka kimse kalmadı. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)
de beyaz katırı üzerinde Müşriklerin ardından korkmadan hızlıca gidiyordu. Ebu
Süfyan da katırının yularından tutmuştu. Ben de yanına ulaştım ve katırının
yularından tuttum. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Ey Abbas!
Hudeybiye'de bana biat edenlere seslen" buyurdu. Benim de sesim gür idi.
Son sesimle:
"Hudeybiye'de biat
edenler nerede!" diye seslendim. Bu çağrım üzerine devenin yavrularına
şefkatle yanaşması gibi geri geldiler ve: "Emrine amadeyiz, emrine
amadeyiz" demeye başladılar. Müşrikler de geri gelince müslümanlarla
karşılaştılar. Ensar'dan olanlar da:
"Ey Ensar
topluluğu" diye birbirlerine seslenip toplandılar. Sonra özel olarak Haris
b. el-Hazrec oğullarına: "Ey Haris b. el-Hazrec oğulları!" diye
bağırmaya başladılar. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) katırının
üzerinde ayakta durur gibi savaşmalarını seyrediyor ve: "Bu, tandmn
kızdığı zamandır" diyordu. Sonra eline çakıl taşları aldı ve onlara atıp:
"Ka'be'nin Rabbine
yemin olsun ki hezimete uğradılar" buyurdu. Valiahi müşriklerin
kılıçlarının köreldiğini ve dönüp kaçtıklarını gördüm. Allah onları hezimete
uğrattı. Şu an bile Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)'i katırının üzerinde
müşrikleri kovalarken görür gibiyim.
8599 hadiste tekrar
gelecektir. - Tuhfe: 5134
Diğer tahric: Hadisi
Müslim (1775), Ahmed, Müsned (1775) ve İbn Hibban (7049) rivayet etmişlerdir.